Visits: 17
Neler oluyor bu dünyada, insan olarak bir hayli perişan haldeyiz. Bir tarafta lüks yaşantı içerisinde pervasızca günahlara dalmış halde diğer tarafta açlık, sefalet, yoksulluk, bilinçsizlik, düzensizlik ile baş başa. Adaletsiz bir savaş serüveninden bahsetmiyorum bile. Bir kaç sözüm ile aslında konuyu açıklayabilirim;
Geziyorum şehir şehir, mahalle mahalle
Herkesin derdi tasası kendi halinde
Biri uçurumun başında diğeri zevk peşinde,
Sevmedim, sevemedim, tat vermiyorsun artık dünya.
Geçenlerde bir alışveriş merkezinin kafesinde oturup çay yudumlarken kalabalığa ilişti gözlerim. Herkes zaten kendinden bir haber. Kimse kimseden çekinmiyor, utanmıyor. Edep yerlerde sürünüyor, âhlak sanki hiç uğramamış. Tahminen çocuk on dört on beş yaşlarında. Gözlerinin şekli tamamen kaymış halde ve koluna girmiş arkadaşı, pervasızca kahkaha atıyorlar. Nahoş ve sarhoş gibiler. Geçip karşısına iki kelam etsen ne seni anlarlar ne de hatırlarlar. Etrafında kendini şekil ile gösteren üç beş kendini bilmez zibidi.
Şaşırıyorum, o kadar kalabalığın içerisinde sessiz, umursamaz halleriyle yanlarında kaybolan bir genç nesil…
Ben aslında o kız çocuğunu anlatmak istemiyorum, ben aslında şunu anlatmak istiyorum; biz nasıl bu hale gelebildik.
Anneler, babalar nerelerdesiniz ? Devlet büyüklerim nerelerdesiniz ?
Gençlerimizin bu şekilde eriyip kaybolmasını nasıl görmezden gelebiliyoruz ?
Ben bir kız babasıyım utandım, yerlere geçtim. Kendimden bazen nefret ettim. Uçkuruna düşmüş bir toplumun arasında yaşamaktan, para için bedenlerini satanlardan, bir hiç uğruna birbirlerini vuranlardan, zevk için ve gösteri için soyunanlardan, anne ve babaların ilgisiz hallerinden, akrabaların tembelliğinden, küçüklerin saygısızlığından, büyüklerin görgüsüzlüğünden, adaletsiz bir yönetimden utandım, utanıyorum.. Yerin yedi kat dibine de geçiyorum…
Peki nasıl düzeleceğiz ?
Düzelemeyiz artık değil mi ?
Bir çaba, gayret olmaz ise tabi düzelemeyiz. Önlem almalıyız, her işimize, her kesimimize göre.
Osmanlı’nın harika yöntemleri var. Bakın size kurmuş olduğu vakıfları saysam ne dersiniz acaba ?
Şu anki dönem medeniyetimize öyle zararlar vermiş ki, asıl gerekli olan vakıf, kuruluş (vs) gibi gerekli olan birimler kapatılmış, bir nevi zulüm etmişler diyebilirim.
Şu kurulan vakıflara bakın;
*Güzel yazı öğretme vakfı
*Sokak hayvanlarına ekmek verme vakfı
*Hastalara evinde bakma vakfı
*Kızlara çeyiz hazırlama vakfı
*Duvar yazılarını silme vakfı
*Kadın sığınma vakfı
*Sıcak pide dağıtma vakfı
*yaz gününde soğuk su dağıtma vakfı
*Kışın soğuk kış günlerinde abdest alanlara sıcak su dağıtma vakfı
*sıcakta sebillere kar koyma vakfı
*Yol güvenliği sağlama vakfı
*Helalleşme vakfı
Bilmediğimiz hatırımıza daha gelmeyen onca vakıf kurulmuş ve şu anda hiçbiri yok ve her şey eriyip kaybolmuş halde.
Şimdi soruyorum size;
Bugün ki durumlarımız sizce iyi mi ?
Rahatlıkla utanabilir miyiz bu hallerimizden ?
Rahatlıkla korkabilir miyiz neslimizin çürümesinden ?
Sadece düşünüyor ve yazıyorum. Sen önlemini alırsan, ben önlemimi alırsam bir nebze yaşamaya değer bir varlık aleminin içerisinde olabiliriz. Vesselam…
ŞABAN YILDIZ