Anı Halit Şengit

Çocukluğum

Visits: 3

1996-2001 yılları arasında oturduğumuz mahalle…
Çocukluğumdan geçtim bu gece…
Bir dakika sürdü belki yürümek ama ben bir kaç yıl hissettim… Sokakta kalmış çocukluğum. Yıkılmış oturduğumuz ev, molozlarıyla birlikte bir kamyon kasasında götürmüşler anılarımı… Bir yorgunluk hali üzerimde ama öyle geç dinlen hele diyeceğinizden değil… Beş saat nefessiz koştuğumu bilirim şu mahallede de gram hissetmemişimdir böyle bir yorgunluğu… Öylesine insan seven benim bir cümle dahi duymaya takatim yokmuş gibi birilerinin ağzından çıkacak… Çıkan cümlelerin içinde bolca menfaat, yalan, haset, sahte gülüş dolu olduğunu bildikçe… Büyüyünce hep mi aynı hisseder insan, yoksa biz yanlış zamanda mı büyüdük..? Bunun cevabını Cemal Süreya’da uzun zaman önce vermiş aslında baktığımızda ”Çocuk olsam yeniden.. Bir tek düştüğüm için acısa içim,
ve kalbim; çok koştuğum zaman çarpsa sadece” diyerek…
Üç günlük diye tabir ettiğimiz dünyada ne yapsak biz yapıyoruz kendimize dünyayı zindan ederek… Çiçekler ekmek varken bahçemize fitne, fesat ekiyoruz.

Kin, öfke, ego serpiyoruz daha da olgunlaşsın diye üzerlerine, adi bir doyumsuzlukla bekliyoruz hasat zamanını sonra… Bir bataklık gibi kötülüğe saplanıyor insanoğlu, dokundukları yerleri de karartıyorlar lanet dünyaları gibi… Çırpınıyorsunuz kapılmamak için ama nafile, o kadar her yerdeler ki… Tv’de, otobüste, iş yerinizde, apartmanınızda, okulunuzda her yerde… Sonra bu kadar karanlığın içinde gideceğiniz tek aydınlık çocukluğunuz olup çıkıveriyor, yüzünüze en masum tebessümü bırakan dalışların en güzeli… Ve tek aydınlık yolculuğunuzda en iyi arkadaşınız, en büyük sırdaşınız, en kadim dostunuz, sizi en çok anlayanınız kendiniz oluyorsunuz sonra… Bu aralar ben de en çok kendimle beraberim. Beni en çok anlayan, bana en çok hak veren, yoluma en çok ışık olan Halit ile…

HALİT ŞENGİT

Fehva-ı Cedid