Visits: 12
(DİKKAT!
Bu hikaye maalesef gerçekten yaşanmış olaylara dayanmaktadır.
Operasyon ve personel gizliliği kuralları kapsamında tarih, yer ve isimler değiştirilmiştir.)
Sabahın dondurucu soğuğunda çadırından çıkan yüzbaşı elinde tuttuğu bardaktaki soğumuş kahveden bir yudum aldı. Montunun iç cebindeki paketinden bir sigara çıkarıp ağzına götürdü. Çakmağının gazı önceki gün bitmişti bu yüzden etrafta gezinmeye başladı.
“Komutanım!” diye bağırarak ona koşan askeri gördüğünde ağzında tuttuğu sigarayı eline aldı. Fakat daha çakmağı olup olmadığını soramadan tekmil verdikten sonra, “Komutanım, yeni emirler geldi. Muhabere çadırına bekleniyorsunuz.” dedi asker. Çok da şaşırmamıştı.
Yeni emir mi? Emirlerin ne olduğunu bilmesine gerek yoktu.
Başlarındaki albay vasıfsız herifin tekiydi. Terörle mücadele dönemlerinde kendini sakatlayıp muharip olmayan birliklere transfer olmuştu.
Fakat bu harekat ordunun elindeki bütün imkanları kullanmasını ggerektiriyordu Adam resmen oturduğu yerden albay olmuş ve ikinci sektördeki zırhlı birliklerin başına getirilmişti.
Madalya almak için emrindeki tankları bir aptalın bile yapmayacağı şekilde yanlış taktikler ile savaş alanına sürüyordu. Onun bu umursamazlığı yüzünden 6. takımın on iki tankından üçü içindeki personeli ile imha edilmiş iki tank ise savaşamaz duruma gelmişti.
İçindeki sıkıntıyla muhabere çadırına gitti.
İçeri girdiğinde bütün personelin yüzü asıktı. Takım başçavuşunun elinde tuttuğu kağıdı alıp okumaya başladı.
19/04/2018 tarihli müttefik yeşil unsurların taaruzunu desteklemek için 12.30’da aşağıda belirtilen birlikler bulundukları pozisyonda altı kilometrelik bir ilerleme gerçekleştirecektir. 1., 2. ve 3. piyade bölükleri, 2. ve 7. mekanize piyade bölükleri, 4. 5. ve 6. tank takımları.’
Yüzbaşı elindeki kağıdı buruşturup yere attı.
Gündüz vakti mayınlar ve güdümlü tank savar silahları ile dolu bir araziye altı kilometrelik bir hücum yapmak akıl karı değildi. Fakat emirlere itaatsizlik ederse birliğinin başından alınırdı. Kendisinden daha az tecrübeli bir subayın komutasında takımın tamamı orada imha olabilirdi.
En azından kendisi bir şekilde daha az kayıp vermelerini sağlayabilirdi.
Evet, orduya girerken şehit olma arzusunu hep içinde taşıyordu. Emre itaatsizlik etse belki de daha da fazla kayıp verilecekti. Nihayet şehadet bizi bekliyor diyerek görevinin başına döndü. Ve emir erine:
“Muhabere, 7. mekanize ile iletişime geç. Bize piyade ve destek aracı gönderebilirler mi öğren.”
“Emredersiniz komutanım.”
Yüzbaşı başındaki şapkayı çıkartıp siyah beresini taktı.
“Beyler, bu başımızdaki berenin anlamını unutmayın, ne deriz?”
“Tankın içi evimiz, dışı sevgilimiz.”
“Güzel, herkes tanklarına. Helalleşmeyi unutmayın.”
…
“Sayın seyircilerimiz bültenimizi bir son dakika gelişmesiyle bölüyoruz. Bu sabah sınır ötesi harekat bölgesinde yaşanan hücum harekatında maalesef ağır kayıplar verildi. Zırhlı birliklerin öncülük ettiği harekatta dokuz tankımız imha edildi. İmha edilen tanklarda kırk beş askerimiz şehit oldu. Harekatı planlayan Albay F.G. görevden alındı. Şehitlerimiz isimleri sırayla Yüzbaşı…”
Spiker isimleri saydıktan sonra sıradaki habere, vergi kaçıran bir çiftin hapse atılmasının haberine geçti. İnsanlar timsah göz yaşlarını döktükten sonra gülerek hayatlarına devam ettiler.
Kırk beş aile hariç…
Dünya savaş tarihi boyunca vasıfsız komutanlar daima ordularda olmuş hatta bazen orduların başına geçmiştir. Gelecekte de aynısı yaşanmaya devam edecek ve bütün ordular bu vasıfsız komutanlar yüzünden kayıplar verecektir.
Şehitlerimizin ruhu şad, mekanı cennet olsun.
AHMED TUĞRUL ŞENGÖL