Visits: 9
Uzun süren bir sessizlikten sonra. Kadın derin bir nefes aldı. Adam kadının bir şeyler söyleyeceğini sezince, kadının elini ellerinin arasına aldı. Kendisini dinlemeye hazır olduğunu başı ile ima etti. Kadın, ellerini yavaşça adamın ellerinden çekti. “Biliyorum, senin için çok zor olacak; ama beni anlamanı ve anlayış göstermeni bekliyorum. Üzgünüm çabaladım; ancak olmuyor” dedi. Bu açıklama adamı tatmin etmemişti. Hayal kırıklığına uğrayan bir çocuk gibi: Olmayan ne, sorun ne? dedi.
Kadın usulca başını kaldırdı. Kalbindeki derin acının gözlerine yansıdığı görülüyordu. Kadın adamın gözlerinin içine bakarak “Hazır değilim” dedi. Adam: “Beklerim benim için sorun değil, sen hazır olana kadar beklerim” dedi. Kadın “Buna hakkım yok. Biran önce kendine bensiz bir hayata hazırlamalısın” dedi. Adamın hayal kırıklığı sözlerine de yansımıştı, “Önceleri hiç bu kadar karamsar değildin, bana biraz zaman ver biraz sabır diyordun” dedi.
Kadın, tüm tükenmişliği ile ayağa kalktı, kalbindeki keder gözlerine yansımıştı, gözlerindeki yaşların yanağından süzüldüğü görülüyordu. Sesi kısık, biraz da sitemkâr bir şekilde adama; Neden anlamak istemiyorsun, hiç mi çabalamadım sanıyorsun? Hem de defalarca, tahmin bile edemediğin kadar çok; ama yeni bir ilişkiye hazır değilim. Hani bazı insanlar vardır ya, hayatlarında bir defa severler, bir defa aşık olurlar, kalplerinde sadece bir kişiye yer vardır, maalesef ben onlardan biriyim. Kocamın ölümünden sonra üç yıl geçti; ama bir türlü onu unutamıyorum. O öldü; ama kalbim bir türlü kabullenemiyor. Kalktığımda ilk onu görüyor, yemek yerken sanki karşımda o oturuyor. Evden çıkarken onunla beraber çıkıyor, akşam beraber eve dönüyoruz, sana garip gelecek belki; ama üç yıldır hala uyumadan önce iyi geceler diyorum, ben artık eski ben değilim ne olur anla. Sanki onun ile benimde bir parçam ölmüş gibi. Bir öncekinin tekrarı gibi birbirine benzer günler yaşıyorum ve bu yaşadığım hayatta ondan başkası yok. Onunla paylaştığım hiçbir şeyi başkası ile paylaştığımın hayalini bile kuramıyorum. Biraz olsun anlayabiliyor musun? Üzgünüm, ne olur beni affet dedi.
Kadın, paltosunu alıp hızlı adımlarla uzaklaştı. Adam kadının arkasından gidişini izlerken nasıl bir hata ve büyük bir yanlışlık yaptığının farkına vardı; ama çok geçti. Kim bilir, kalbinde hiç fırtınası dinmeyen bu kadının, bilmeden kaç defa gemilerini batırmış, kan gölüne dönen yaralı kalbine, bilmeden kaç defa hançer saplamış, acısını katlandırmıştı. Bu kadının önünde ancak saygı ile eğilmek, acılarına saygı duymak zorunda olduğunun farkına vardı. Çünkü böyle insanlar, hayatlarında bir defa seve bilen, âşık olan ve o aşk ile ölen üveyik kuşlarıydı.
OSMAN KARAKAYA