Visits: 1
Zaman, kesintisiz devam eden bir süreçtir.
Ne durdurabilir ne de ileri sarabiliriz zamanı. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın da dediği gibi
“Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında.
Yekpare geniş bir ânın,
Parçalanmaz akışında…”
Bazen, zaman mı çabuk geçiyor yoksa biz mi zamana ayak uyduramıyoruz ? diye düşünüp dururuz. Aslında zaman, herkese eşit sunulmuştur. Bizler ilgimizi çeken, mutlu olduğumuz şeyleri yaptığımızda zamanın hızlı geçtiğine, sevmediğimiz ve hoşumuza gitmeyen şeyler karşısında zamanın yavaş olduğuna şikayet ederiz. Zamanla geçen tek şey zaman aslında. Ne biz yerimizde sayıyoruz ne de zamanın büsbütün dışındayız. Kimimiz ayak uydurup hayatımıza kattıklarıyla yolumuza devam ederken, kimimiz ayak uyduramayıp zaman içinde bizden gidenlerle kaybolup gidiyoruz. Her şeye tam alıştık derken zamanda her şeyi alıp gidiyor bizden. Zamanı kiminle, ne zaman, nasıl paylaştığımızı, nasıl geçirdiğimizi ya da nasıl değerlendirdiğimizi düşündüğümüzde daha da değerli bir hal alıyor.
“Zamanı öldürmek en pahalı harcamadır” derken, ne güzel söylemiş Balzac.
Sözlerime şiirimle devam etmek istiyorum;
Keskin bir bıçak gibi ilerler
Zaman
Geri getirmez ne pişmanlıkları ne de hataları.
Uslanmaz bir şekilde gider
Zaman
Kimine vazgeçmişlik,
Kimine geç kalmışlık
Vizdansızca ayrılır ardına bakmadan
Sinsi bir yılan gibi yaklaşır
Zaman
Hiç beklemediğin anda
Hızlıca akıp gider ayak uyduramadan.
Geri dönüşü olmaz izler bırakır
Çılgına dönmüş
Zaman..
Keskin bir bıçak gibi ilerleyen zamanda hayatınıza zamanınızı değerli kılacak insanlarla doldurmanız dileğiyle…
ELİF KOŞAK