Hikaye Merve Sümeyye Koşak

Kadim Dostum

Visits: 2

Karanlık yağmurlu bir gün, sonbaharın gelişinin belirtisi, annemle sabah erkenden kalktım.
Kahvaltımı hazırladım, okula gitmek için can atmıyorum ama gitmek zorunda olduğumu da
biliyordum. Havanın kapalı olması içimde bir sıkıntı oluşturdu. Buna rağmen kalkıp okula gittim.
Sınıftaki arkadaşlarımın da benim gibi içinin sıkıldığını fark ettim. Her şeye rağmen günü bitirip eve geldiğimde annem yemeği hazırlamış, beni bekliyordu. Yemeğimi yedikten sonra
elime tableti aldım , annemin kızdığını fark ettim, ve tableti bırakıp derslerime odaklanmak için kitabımı
önüme çektim. Ödevimin son dönemlerde gündemimizde olan depremle alâkalı olduğunu fark ettim.
Depremle ilgili neler yapmamız gerektiğine dair bilgiler veriliyordu. O sırada, dikkatimi çeken
şey düdük oldu. Sadece meraktan evdeki düdüğü alarak çalmaya başladım. Bir anlığına o
karamsarlığın gittiğini hissettim. Düdüğü çalmaya devam ederken sandalyemin sallandığını fark
ettim. Kalbim delice atmaya başladı, bunun ne olduğunu biliyordum: Deprem !
Birdenbire her şey sallanmaya başladı ayağımın altında zeminin gittiğini hissettim. Avizelerin
birbirine vurma sesi, kapı gıcırtısı, hatta annemin çığlıkları hepsini duyuyordum. Birdenbire
zeminin çatladığını fark ettim. Zemin ikiye ayrılıyordu, yer bizi aşağı doğru çekiyordu.
Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum, öğrendiğim her şeyi bir anda unuttum. Tek yaptığım şey olanları şaşkınlıkla izlemekti. Sarsıntı bittiğinde binanın altında göçükte kalmıştık. Hiçbir şey hissetmiyordum, sadece kendi kalp atışımı duyuyordum. Olayın şokunu atlatmaya başlarken elimde sıkıca tuttuğum düdüğü fark ettim. Derste öğrendiğim şey aklıma geldi, tüm gücümle düdüğü üflemeye başladım. Konuşmuyordum, nefesimi boşa tüketmiyordum. Tek yaptığım düdüğe üflemekti. Bir süre sonra yoruldum, biraz dinlendim. Etrafı dinliyordum ama ses yoktu. Bugün olanları düşündüm, ne kadar kötü bir gündü, sanki olacakları hissediyor gibiydim. Korktuğum şey olmuştu ve şu an biz göçük altındaydık. Bizi bulabilecekler mi yoksa bizi burada unutacaklar mı, hayatta kalabilecek miyiz, nefesim ne zamana kadar yeter, bunları düşünürken üşüdüğümü fark ettim. Sanırım ölüyordum ve hala yardım gelmemişti. Bir çıtırtı duydum, bir ses! Biri geliyordu, evet onun girişini
Duyabiliyordum. Aman Allah’ım bu bir köpek! Ona bağırıyordum:

  • Lütfen yardım et.
    Sonra düşündüm, acaba beni anlıyor mu? Bana doğru geliyordu tüm gücüyle. Sonra ona
    Yalvardım:
    -Lütfen yalvarırım bize yardım getir yoksa burada öleceğiz.
    Sanki beni anlamış gibiydi. Biraz yaklaştıktan sonra söylediklerimi dinledi, sonra koşarak gitti. Ya söylediğimi anladı ya da anlamadan korkup kayboldu ama inancımı kaybetmemeliydim.
    Düdüğü tekrar elime aldım tüm gücümle çalmaya devam ettim. Biraz zaman geçtikten sonra siren seslerini duydum. O akıllı köpek, evet o! Gerçekten yardım getirmişti, inanılacak gibi değildi ama o yapmıştı. Köpeğin sesini ve yardıma gelen insanların sesini duyabiliyordum. Böylece düdüğü çalmaya devam ettim, köpek yardıma gelenleri tam da benim olduğum yere getirdi. Beni ve annemi göçükten çıkardılar. Artık rahat nefes alabiliyor ve gün ışığını görebiliyorduk ve hiçbir şey olmamış gibi mutluyduk. Düdük ve köpek sayesinde annem ve ben kurtulduk. İtfaiyeci amca bana dönerek:
    -Seni bu akıllı köpek kurtardı, dedi. Döndüm, köpeğe baktım. Köpek çok küçüktü, hiç de tahmin ettiğim gibi değildi. Bana acıyarak bakıyordu, ne garip değil mi? Normal hayatta olsa biz onlara acırız ama o kadar korkunç görünüyordum ki o bana acıdı. Bazen onları görmezden geliriz, başımızı çevirip gideriz ama onlar hep bize yardım ederler. Ona baktığımda bir şey hissettim, bizim aramızda özel bir bağ oluştu, o artık benim dostumdu kadim dostum. Kadim dostumla tanışmam böyle oldu. 30 yıl geçti, o öldü. Hala ilk tanıştığımız günü hatırlar
    ve onu yad etmek için mezarına giderim. Bana miras olarak yavrularını bıraktı, ben de miras
    olarak bu yavruları çocuklarıma bıraktım. Umarım bu kadim dostluk sonsuza kadar devam eder, ilk karşılaştığımız sonbahardaki gibi beni beklediğini biliyorum.

MERVE SÜMEYYE KOŞAK

Fehva-ı Cedid