Asuman Kara Şiir

Düzensiz Şiir

Visits: 5

Onca hasret durdum.
İki kelamın, bir nefesine.
Gücüm yetti ancak geceme, gözlerim beni yendi, hüznüm içimi.
Ben kara/hazan Gülü
Sen ki, kalkanının ardına gizlenen iffet Bülbülü.
Aşk olsun.
Varlık dünyasında yok oldum da, huzur buldum varlığınla.
İpek şallar içinde gezerken, bir parça kumaşına razı kılındım.
Derdim bir görümlük tebessümün oldu.
Aç göreyim dedim, dedim.
Peçeni…
Bir çare çabaladığım sesine, gönlü sessiz fukaram.
Her dem’de dert edindiğim, gönlümün efendisi Azizim.
Kimsenin bilmediği, dur durak bilmez.
Bu özenti.
Tatlı bir edâ’sı var onun.
Bakınca yüzüne, yüzümde al al güller, yüzünde Nur’u Cemal’inde Yusuf yüzlümün, kuşlar kadar ak.
Nihayet aranan yönü gökyüzünde, gözlerinde ar.
Ay, yüzüne, yüzünde bereketlenir.
Akıl erdirilmez.
Acz içinde, çıkamaz!
Bu şevk.
Âleme nefesim bigâne, mecalsiz o kervancı bana biçare.
Geceyi süsleyen saçlarında kar’ı, gayrı gönlümün mevsiminde nevbahar’ı.
Bi göz kapağı ağırlığı kadar ayrı kalırsam eğer bunu küskünlük say.
Az dinlen göz bebeklerimde.
Nasılsa o GÜN yine geleceksin.
Mademki, gece ile sabah arası küskünüz sen bunu sükût say.
Nasılsa hiç bozmayacak aşina bir
dil bu haz’zı.
Onca kalabalık içinde iki ebkem-ü lâl vardır.
Biri gül, biri bülbül.
Biri gün, biri leyl.
Biri sahra, biri kevser.
Biri zindan, biri zindanda beter.
Düştüm, bittim, açtım…
Güller içinde meşk’e daldım
Bülbülüm düştü gönlüme.
Gayri çekemem seyri cefayı!
Faş’a mecalim yok…
Perişan aşk’ a susar.
Sana meftun, sana RAM olanların kurucusu YÂ-RABBİ;
Dergâhın kapısına dayandı Yusuf yüzlü sofim.
Bense onun gönlünde zulada Yusufçuk kuşuyum.
Çehresinden derûne sızan,
Derûnîmdedir ah’ı.
Çemberimde yanan dildade’yim.
Ezelden ebede giden aşk’tır;
O’nun adıyla bilinen.
O’nun yolunda yürüyen bilir bu ateşi.
Zincire vuruldu zaman, ötesi yok devran’ın.
Küçücük kalbimde, kocaman cüretkâr ritimlerin!
Viran oluşumun şerefinde.
Belli ki niyeti bozuk.
Kafamda bir milyon yıldız, benim kadar, onlarda korkuyor.

ASUMAN KARA

Fehva-ı Cedid